Bir Blog Vardı, Ne Oldu Ona?

12 Temmuz 2017


Herkese merhaba!

Uzun zaman oldu, farkındayım. Sanki blogda ilk yazımı yazıyormuş gibi hissediyorum. Biraz heyecan, biraz stres... Bu arada uzun zaman dedim ama malum, zaman göreceli bir kavram. Kimi blogger için birkaç hafta, belki de birkaç ay blogda paylaşım yapmamak uzun bir ara vermek iken, benim aralarım da böyle senelerle ifade edilir cinsten işte. Aslında ara vermek falan değil de, acaba unutmak mı desek? Utanarak itiraf etmeliyim ki okuldu ve bir sürü gereksiz saçmalıktı derken bir blogum olduğunu dahi unutmuşum. Geçen hafta yakın bir arkadaşımın (ve blogumun bir numerolu takipçisinin) "ya senin bi' blogun vardı, ne oldu ona? uzun zamandır paylaşım yapmıyorsun" ikazıyla beraber yeniden buralara uğradım. Tabii ki ilk iş olarak önce eski yazılarıma bir göz attım. Onları yeniden düzenleyip imla ve noktalama hatalarını gidermeye çalıştım. (Sanırım bir virgül fetişisti olabilirim. Yoksa bir insan niye her üç kelimede bir virgül kullanır ki?) Anlayacağınız önce blogun bi' tozunu aldım, temizledim.

Zaten bir tek Kuriyama'yla ben şu blog olayını çözemedik
Gerçi blog falan güzel de, hepimiz biliyoruz ki zaman artık instagram zamanı. Eskinin ünlü bloggerları bile artık uzun uzun yazmak yerine tek fotoğraf ve altına iliştirilen üç cümleyle varlık gösteriyorlar iken, bloga hala "gençliğin yükselen sesi" gibi bir anlam yüklemek, bunu bir iş gibi düzenli bir forma sokmak zaten hata olur sanırım. Ben kendi blogumun bu düzensiz ama olabildiğine "ben" olan halinden çok memnunum. Çünkü hayatım boyunca ben de hiç benden beklenen disiplinde bir tavır ortaya koyamadığım ve hep güzel gönlümün dilediğini yaptığımdan benim blog da doğal olarak bana benziyor. Bu durumda, kendi halimden memnum olduğuma göre blogumun halinden şikayet etmem garip olurdu sanırım.

Aslında son zamanlarda izlediğim en güzel dizilerden biri olan Skam'dan bahsetmek için oturmuştum klavye başına ama olay Sokrates'in Savunması'na döndü. Blogumu sevmeme rağmen yeterince ilgi göstermediğimden iç dünyam savunmaya mı geçti acaba? :D  Neyse... Bu da böyle bir "merak etmeyin yaşıyorum" yazısı olsun. Eski paylaşımlarımın sonunda da hep vaat edilmiş ama yazılmamış yazıların olduğunu biliyorum ama yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Geleneği bozmayalım ve yazıyı yine bir vaatle bitirelim. Bir sonraki yazımda Avrupa'da hatta Amerika'da oldukça beğeni toplayan bir Norveç dizisi olan Skam'ı yazmayı düşünüyorum. Oslo semalarından görüşmek üzere.