merhaba! |
- Her bloggerın kurtarıcısı meşhur “Kısa Kısa” başlığını kullanmaya karar verdim. Sanırım artık tam bir blogger oldum diyebilirim :D
- Okullar açıldı T_T Dolayısıyla sabahın köründe kalkmalar, otobüslerin boş olması için dua etmeler, uykulu halde not tutmaya çalışmalar da başladı. Okullar açılmadan önce otomasyonda yapılan ders seçme/seçmeli derslerin iyilerini kapma savaşlarından zaferle ayrılmam sonucu çok istediğim mitoloji ve sanat eserlerinden felsefe problemleri derslerini alabildim, bu sebeple pek bi' mutluyum ama sınav tarzlarının nasıl olacağını kestiremediğim için çok rahat olamıyorum.
- En sevdiğim animelerden Kimi ni Todoke’nin yönetmeni Hiro Kaburaki’nin yeni anime serisi Tonari no Kaibutsu-kun’un ilk bölümünü izledim ve oldukça beğendim. Benim için renklendirme ve çizim oldukça önemlidir. Herkesin öve öve bitiremediği ama sırf çizimler rahatsız etti diye bıraktığım veya hiç izlemediğim çok seri oldu. Sanırım Tonari no Kaibutsu-kun için böyle bir durum söz konusu olmayacak çünkü kullanılan canlı renkler ve çizimler serinin türüne uygun ve insanı rahatsız etmiyor. Ama ilk bölüm için her şey fazla hızlı gelişti sanki yada bana öyle geldi bilemiyorum :/ Yine de ilk izlenimim oldukça olumlu. Kaliteli bir romantik-komedi izleyeceğiz gibi :D
- Asya dizileri izlemeye başladığım ilk zamanlarda ilk 2 bölümünü izleyip bıraktığım Hana Kimi’nin Kore versiyonu To The Beautiful You’nun 10 bölümünü izledim ve bence fena değil. Japonların anime mantığıyla dizi çekmesi sonucu ortaya çıkan Hana Kimi ile karşılaştırıldığında Kore versiyonu daha ”normal” ve izlenebilir duruyor. Gerçi bir karşılaştırma yapmak da doğru değil. Sonuçta Hana Kimi’nin tüm bölümlerini izlemedim ama içerdiği komedi animelerine özgü absürtlüğü ve abartısı bana fazla gelmişti. (yıllar önce izlediğimde daha Japon dizilerinin mahiyetini tam kavrayamamıştım. acemi bünyemde bıraktığı etkiyi siz tahmin edin :D ) Kısaca To The Beautiful You (izlediğim 10 bölüme göre) çok iyi olmayan ama çok da kötü olmayan bir dizi. Belki ayrı bir yazıyla daha uzun bir şekilde ele alabilirim.
- Yine animelere dönecek olursak, yeni serilerden K (veya K-Project, hangisi doğru bilmiyorum) oldukça ilgimi çekti. İnternette bulunan tanıtım videolarından anladığım kadarıyla renklendirme, çizim, animasyon kalitesi gibi konularda baya iyi bir anime olacak. Hangi firma veya yönetmen vs. bilmiyorum ama adamlar belli ki döktürmüşler. Eski serilerden de Soul Eater’ın ilk 3 bölümünü izledim. The Nightmare Before Christmas’ı anımsatan bir atmosferi var (ki bu iyi bi’şey) Karakter tasarımı da iyi ama izler miyim bilmiyorum. Yine eski animelerden Another'ı arşivliyorum şu sıralar, tekrar izleyeceğim. Sonra belki bir yazı da onun hakkında yazabilirim. (dünyanın en tembel bloggerlarından biri olarak bu lafıma kendimde gülüyorum) Demesem olmaz: şu Bakuman'ın 3. sezonu başlasa da bi izlesek :/
Şimdilik bu kadar, sonra görüşürüz. :)